30 Ekim 2016 Pazar

Pira Delal'ın taşı kırmızıya çalan sarı




Pira Delal’ın taşı kırmızıya çalan sarı

  Habur sınır kapısından çıkınca karşılaşılan ilk karşılaşılan kent Zaxo. Duhok’un en büyük ilçesi ve 50 km kuzeybatısında yer alıyor. Kurulduğu dönemlerde Khabur (habur) çayının çevrelediği bir ada görünümünde olan Zaxo, halen bu çayın ikiye ayırdığı bir kent biçimindedir.

   Farklı kültür, din, mezhep ve milliyetlerin bir arada yaşadığı Zaxo’da bu kültürel mirasın kalıntıları olan kiliseler, camiler ve kalelerin yanında Şeraniş Çağlayanı, Kışani Düzlüğü, Buheyri Mağarası ile Şalin ve Şilan adlı doğal güzelliklere de rastlamak mümkün.

  Bûka Behdinan ( behdinan bölgesinin gelini) olarak adlandırılan Zaxo’nun şehir simgesi ise hem güzelliği, hem de tarihiyle o dönemin rüzgârını yüzümüzde estiren Pira Delal ( delal köprüsü). Pira Ebbasiye olarak da adlandırılan, ancak yaygın kullanıma göre Pira Delal adını alan köprü şehir merkezine oldukça yakın.

  Bazı yapıların hikâyesini bilmeden, rengi, malzemesi, dokusu, hatta tarihi bile eksik kalıyor zihnimizde, değil mi? Taş, geçmişiyle akıyor bugüne, eskimişliğiyle değil. Pira Delal’ın taşı da geçmişini getirip önümüze serecek renkte. Kırmızıya çalan sarı…

  Dokunuyorum…
  Evet, hissederse dokunun yanında rengi de okşayabilir insan. Bazen, artık incitilemez sanılan duyguları pekiştirmek için, bazen de kaskatı kesilmiş düşünceleri tanımlamak için kullanılan sözcüktür taş. ‘’Taşı deler’’ dediğimizde sabrın ölçüsü belirir, ‘’taş kesildi’’ dediğimizde hissiyatsızlığın sıfatı yeşerir gözlerimizde.

  Sürgün edilirken ( evet, -yola çıkarken- değil, sürgün yolu, yolculukla tanımlanamazdı hiç.) babamın cebime sıkıştırdığı ceviz kabuğunu çıkarıyorum şimdi.  Gölgesine sığdıramadığım gerçeklerle izliyorum Pira Delal’ın taşlarını. Çiyayê Sipî’den esen rüzgâr dokunuyor gerçeklerime. Üşüyorum, ceviz kabuğunu/kabuğumu saklıyorum, saklanıyorum cebime. Dinliyorum köprünün orta yerinde anlatılanları…

  Köprü üzerine birçok efsane yazılmış ve bilimsel çalışmalar yapılmış. Bunlardan biri de köprünün Abbasiler tarafından stratejik amaçla yapıldığı yönünde. Ancak kentin müzeler ve tarihi eserler kurumu hummalı bir çalışmaya girerek köprünün bin yıllık geçmişi olduğunu, dolayısıyla Behdinan Emirliği tarafından yaptırıldığını tescillemiş.

  Bir rivayete göre; Zaxo Miri Gurkil köprü yaptırır. Fakat köprü bittikten sonra her gün köprünün taşlarının bir bir eksildiğini farkeder. Bu yüzden muhafızlarını yanına çağırıp bu sorunu çözmeleri için her gün köprüde nöbet tutmalarını ve sabah köprüden geçen ilk canlının ibret için vurulmasını emreder. Ertesi gün Mir’in gelini Delal köpeği eşliğinde kayınbabasına kahvaltı götürür. Önceden planlandığı gibi önde köpek gidecek ve muhafızlar onun aileden olduğunu anlayarak dokunmayacaktır. Delal köprüye vardığında önde giden köpeğin gözü köprüdeki bir kemik parçasına takılır ve orada oyalanır. Olanları karşı taraftan gören Mir, muhafızların köpeği farkettiğini düşünerek endişelenmese de okunu çıkaran bir muhafızı görünce telaşa kapılır ancak müdahalede gecikir. Köpekten önce giden Delal o muhafız  tarafından vurulur ve Delal’ın ağıdı kadar adı da köprüye isim olur.

  Bir diğer rivayete göre ise;  Cizire Botan miri bir köprü yapmak ister ve dönemin en iyi ustalarının Xano (halk arasında dımdım kalesini yapanla aynı kişi olduğu söylenir) ve kardeşleri olduğunu duyar. Bu kardeşlerden en büyüğünü yanına çağırır. Kardeşlerin en büyüğü Mir’in yanına vardığında, Mir ona ‘’ ben senden Dicle nehri üzerine büyük bir köprü yapmanı istiyorum’’ der ve buyruğu altındakilere yapılması gerekenleri emreder. Büyük kardeş köprünün temelini atar ve yükseltir. Bitmesine yakın köprüden düşerek yaşamını yitirir. Bunun üzerine Mir ortanca kardeşi çağırmaya niyet eder. Ortanca kardeşi huzuruna getirtir. Ondan, bitmeye yakın olan köprüyü tamamlamasını ister. Ortanca kardeş de teklifi kabul ederek çalışmaya koyulur. Ancak çok geçmeden o da köprüden düşer. Mir kararlıdır. Köprüyü bitirmesi için kardeşlerin en küçüğü Xano’yu çağırır. Xano Mir’in yanına vardığında kardeşleri gibi hemen teklifi kabul etmez. ‘’Köprüyü tamamlarım, ancak bir şartım var. Köprüyü tamamlamam için bana hazinenin tüm kapılarını açacaksın ’’der. Mir bu koşul karşısında sinirlenir ve kabul etmez. Mir’in kız kardeşi (yöre halkından bazılarına göre Xano’ya aşkından dolayı, bazılarına göre ise Mir’in bu köprüyü çok istediğini bilmesinden dolayı ) Mir’i ikna eder. Xano buna anlam veremese de köprü yapımını devam ettirmeye başlar. Köprünün bittiğini gören Mir, Xano’nun yanına gelerek ‘’senin başka bir yerde böyle bir köprü yapmayacağını nereden bileceğim’’ diyerek Xano’ya sağ elini keseceğini söyler. Telaşlanan Xano, Mir’e köprünün en önemli yerini tamamlamadığını, tamamlamazsa köprünün kısa sürede yıkılacağını söyler. Beklentilerinin boşa çıkmasından korkan Mir, neyin eksik olduğunu sorar. Xano, kara koyunun sütü ile seb ( peynir mayası) getirilmesini ister. Mir, bunun ne işe yarayacağını anlamasa da Xano’nun isteğinin yerine getirilmesini emreder. İstediklerini alan Xano, getirilen koyun sütünü seb ile karıştırarak köprünün üzerine döker ve kaçar. Cizre Botan’dan Zaxo’ya gelir. Çok geçmeden yaptığı köprü yıkılır. (Hâlâ bu köprünün kalıntılarının o bölgede olduğu söylenir.)

  Cizire Botan’dan kaçan Xano, Zaxo Miri Gurkil’in yanına sığınır. Gurkil’e ‘’senin için Cizire Botan köprüsünden daha güzel bir köprü yapacağım’’der. Gurkil de uzun zamandır bir köprü hayal ettiğini söyleyip bu tekliften memnun olduğunu dile getirir. Xano, köprüyü yapmak için Kere Dağı’na giderek taş keser. Köprünün yapılacağı yere getirttiği taşları büyüklüklerini hesaplayarak keser ve taşları nerelere yerleştireceğini hesaplayarak işaretler. Kısa sürede Mir Gurkil’in memnun bakışları eşliğinde köprü yapımına başlar. Köprüyü iyice yükseltince taşlardan birinin eksik olduğunu görür ve Mir’e o taş olmadan tüm hesaplamaların bozulacağını, telafisinin mümkün olmadığını söyler. Mir taşın bulunması için ferman çıkartır. Günlerce evler, sokaklar, meydanlar aranır. Taş kilisenin papazının evinde bulunur. Mir papazın yanına getirilmesini ve akıbetine Xano’nun karar vermesini emreder. Cezayı Xano verecektir. Xano, diyet olarak papazın güzel kızının başının kesilmesini ister. Xano’nun dediği yapılır ve Delal’ın başı kesilir.
  O günden sonra köprünün ismi Delal olarak kalır.

  Köprünün diyeti Delal. Evet, farklı rivayetlerin buluştuğu nokta Delal kadının adı. Delal kadının ağıdı…
  Susuyorum. Az önceki gibi taşın birikmiş rengi kırmızıya çalan sarı…
  Rüzgârın sesi ağrılı, Sipî dağının köprüye bakan cephesi soğuk. Dağ da ürküyor taşın birikmişliğinden.
 Köprünün en yüksek noktasında, sürgünlüğün başında, yarılamışken bu ağrılı yolu, kalanını yürümeyi göze alamasam da adımlarım ayakkabılarımla değil, kırmızı şal ile örtülü bu köprünün geçmişindeydi. Gözüm kapalı geçtim geçmişten bugüne sarkan birikmişlikten…






 Tîroj kapatılmasaydı 83.sayısında yayımlanacaktı bu yazım. Buradan da seslenebiliriz değil mi!


 Narin Yükler

nrn.yukler@gmail.com










Hiç yorum yok:

Yorum Gönder